Görsel

SENDİKA.ORG

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve avukat Barkın Timtik’in tutuklu olarak yargılandığı 22 sanıklı davanın duruşması İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Kapalı Cezaevi Yerleşkesinde görüldü. Kozağaçlı ve Timtik’in tutukluluğun devamına karar verildi. Duruşma 5-6-7 Ocak 2022 tarihine ertelendi.

Duruşmada mütalaaya karşı beyanda bulunan Selçuk Kozağaçlı, iddianamedeki belgeleri hazırlayanların 15 Temmuz sonrası ya tutuklandıklarını ya da yurt dışına kaçtıklarını ifade eden Kozağaçlı, “Mahkeme talepler için kime yazacak?” diye sordu.

"TÜBİTAK Başkanı da cemaatçiydi TÜBİTAK’a yazmayı düşünüyorsanız. Adli Tıp’a yazmayı düşünüyorsanız Haluk da cemaatçiydi yeni tahliye oldu, bilirkişiye yazacaksanız bilirkişi de cemaatçiydi, polis cemaatçiydi… Adem Özcan kendisine Allahtan başka kimsenin dokunamayacağı inancıyla yazdı benim hakkımda onları. Bu ruh halini kopyalayabilir mi savcılık? Bu ruh halini kopyalayamıyorsanız, metni kopyalamak işe yaramaz."

"Mütalaanıza esas aldığınız belgelerin aslında olmadığını söylüyoruz, kovuşturmanın genişletilmesini istiyoruz, delil uyduruyorsunuz, ‘Suç işliyorsunuz’ diyoruz; siz ‘Dosyanın esasına etki etmez’ diyorsunuz. Suç işliyorsunuz. Belçika belgeleri diye bir şey yok. Adli istinabe diye bir kurum yok. Adem talep etmiş, Adem’in yanında yatan başka bir hakim kabul etmiş. İddia olan belgeleri alanlar ya içerde ya da kaçmış. Hollanda/ Belçika belgelerini almaya giden polisler harcırahı yeyip dönmüşler benim anladığım. Tutanakta imzası olan polis, 15 Temmuz’da kamuflajlı kıyafeti ile Emniyetin önünde ZPT’nin içinden gözaltında alındı. Adam Emniyeti teslim almak üzere gitmiş."

Savunma sanık saldalyesinde

Duruşmada söz alan eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner, “Bu davanın en önemli tarafı, sanıklar kadar savunma mesleğinin de sanık sandalyesine oturtulmuş olması. İddianamede sanıkların hangi hukuk bürosuna bağlı, kaç avukat tarafından savunulduğu bile iddianamede söz konusu ediliyor, mütalaada değiniliyor. Bu davada söz konusu edilen ‘susma hakkı’nın bile ‘örgütsel bir tavır’ olarak söz konusu edilmesi kabul edilemez” dedi.

Burada yargılanan sanıklar, kamuoyu gözünde de Fethullahçı savcılar döneminde olduğu gibi, suçlu olarak algılatılmaya çalışılıyor” diyen Cihaner, “Anayasal hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü insani bir tavır olan cenaze katılımları bile suç olarak öne sürülüyor. Ben de bir ‘terör örgütü’ mensubu olarak yargılandım bir dönem. Fethullahçı terör örgütünün ‘gizli tanıklığı’ nasıl kullandığını, dijital verilerin nasıl ürettiğini gördük. Kumpas davalarının tüm defoları bu davada söz konusu. Oysa AHİM, gizli tanıkların dinlenmesine çok sıkı koşulara bağlıyor. Sonuç olarak, savcılığın esas hakkındaki mütalaası geri çekilmeyecekse, mütalaaya karşı esas hakkında savunma için süre talep ediyoruz” dedi.

Dava ocak ayına ertelendi

Önceki gün mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, Selçuk Kozağaçlı hakkında 30 yıla; Barkın Timtik hakkında ise 53,5 yıla kadar hapis cezası istedi. Tutuksuz yargılanan Avukat Taylan Tanay için de yakalama kararı çıkarılması ve Taylan’ın 56 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.

Mütalaada, alınan tanık beyanlarından ve haklarında soruşturma yürütülen ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlananların verdikleri ifadelerden; sanıkların silahlı terör örgütü DHKP/C’nin üst yönetiminin talimatları ile kurulan ve faaliyet yürüten, örgüt içerisinde “sporcular” olarak anılan Halkın Hukuk Bürosu’nda faaliyette bulundukları öne sürüldü