Diyarbakırlı gazeteci-yazar ve insan hakları savunucusu Nurcan Baysal, bugüne kadar pek çok kez gözaltına alındı, evi basıldı, hakkında soruşturma açıldı. 2016’da Cizre’de gerçekleştirilen operasyonlar sonrasında tanıklıklarını kaleme aldığı yazı nedeniyle, 2018’de 10 ay hüküm giydi. Cezası 5 yıl denetim şartıyla ertelendi. En son covid-19 salgınıyla ilgili cezaevinden gelen mektupları paylaştığı için “halkı kin ve düşmanlığa tahrikle tehdit” suçlaması ile hakkında soruşturma açıldı. 

1975 Diyarbakır doğumlu Nurcan Baysal, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Bilkent Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans yaptı, aynı üniversitede asistan olarak çalıştı.
1997-2007 arasında GİDEM (Girişimci Destekleme Merkezi) projesi koordinatörü olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) bağlı görev yaptı. 2004’te Diyarbakır’da Kalkınma Merkezi Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı, uzun yıllar yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. Çalışmalarını zorunlu göç ve kırsal kalkınma üzerine yoğunlaştırdı. Kadın Emeği ve İstihdamı (KEİG) Platformu’nun, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA) kurucularından oldu. Baysal aynı zamanda, İŞİD tarafından zorla alıkonan kadınları kurtarmak ve onlarla dayanışmak amacıyla 2015 yılında Diyarbakır'da kurulan Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu’nun üyelerinden biridir.

Yerel ve ulusal yayınlara yazdığı yazılarının ağırlığını Kürt sorunu, kalkınma ve yoksulluk konuları oluşturmaktadır. O Gün”, “O Sesler”, “Kürdistan’da Sivil Toplum(Şeyhmus Diken’le birlikte) veEzidiler: 73. Ferman Katliam ve Kurtuluş kitaplarının da yazarı.

Nurcan Baysal, 2016’da Özgür Gündem gazetesinin Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni Kampanyası’nda yer aldı, hakkında “terör örgütü propagandası” iddiasıyla soruşturma açıldı. Bu soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.

Cizre’deki operasyonlar sonrasında özel harekât polislerinin kullandığı evlerin durumuna ilişkin kaleme aldığı yazı üzerine açılan davada, 20 Şubat 2018’de, “emniyet teşkilatını alenen aşağılamak”tan 1 yıl hapis cezası aldı. İyi hal, geçmişi ve sosyal ilişkileri gerekçesiyle cezanın 10 aya indirilmesine ve sabıkası olmaması nedeniyle de hükmün 5 yıl denetim süresiyle ertelenmesine karar verildi. Baysal, davayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı.

Baysal’ın 2016’da bölgede gözlemlerini kaleme aldığı yazının başlığı, Cizre'deki evlerin içinden: 'Kızlar biz geldik siz yoktunuz' yazıları, yerlerde sergilenen kadın çamaşırları!” idi. Yazıya Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimi Ali Ramazan Bilgisiçok'un kararı üzerine erişim engeli getirilmişti.

Baysal mahkemede yaptığı savunmada “Diyarbakır’da vermiş olduğum ifademin arkasındayım. Savcılık, asıl bu haberi ihbar kabul edip soruşturma başlatmalıydı. Ben bölgede gazetecilik yaptım. İnsanlık dışı tanık olduğum şeyleri haberleştirdim. Ben bu suça konu apartmana yanımda Mazlum-DER ve İnsan Hakları Vakfı’ndan bir heyetle gittim,” dedi.

Baysal'ın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı bireysel başvuru, hak ihlali kararıyla sonuçlandı. Hakkındaki davanın yeniden görülmesine İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Mahkeme, 25 Ocak 2024'te gazetecinin beraatına karar verdi.

Nurcan Baysal 22 Ocak 2018'de Afrin Operasyonu'yla ilgili paylaşımlara açılan soruşturma kapsamında Diyarbakır'da gözaltına alınan 30 kişi arasında da bulunuyordu. Emniyetteki işlemlerinin ardından, savcılık tarafından "Örgüt propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk edildi. Mahkemenin adli kontrol şartıyla serbest bıraktığı Baysal'a atığı yedi tweet gerekçe gösterilerek dava açıldı. 18 Nisan 2019’daki karar duruşmasında Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi. 

Baysal, Haziran 2019’da "Terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alındı, ifadesinin ardından serbest bırakıldı. İfadesi alınırken kendisine yöneltilen sorular, 2010-2012 yılları arasında dinleme ve e-posta takipleri üzerinden oluşmuş bir bölümü Demokratik Toplum Kongresi (DTK), çoğu Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) ile ilgiliydi.

19 Ekim 2019’da, yurtdışında bulunduğu sırada Diyarbakır’daki evine, yine sosyal medya paylaşımlarından dolayı polis baskını yapıldı.

30 Mart 2020'de, Nurcan Baysal‘a, cezaevinden gelen mektupları paylaştığı için “halkı kin ve düşmanlığa tahrikle tehdit” suçlaması ile soruşturma açıldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, “Diyarbakır‘da Koronavirüs tedbirlerinin hastane, hapishane ve toplum genelinde uygulanamadığını yazılarında ve Twitter’da gündeme getiren gazeteci Nurcan Baysal hakkında soruşturma açıldı. ‘Bunu da artık yazamayacaksak ne yazalım?’ diyen gazeteci yarın savcılığa çıkacak” denildi. Baysal, 31 Mart 2020'de ifadesini verdi, emniyet ve mahkeme sürecinin ardından serbest bırakıldı.

Nurcan Baysal 2010’da Dünya Kadınları Zirvesi Vakfı (WWSF) Kırsal Yaşamda Kadının Yaratıcılığı Ödülü’ne, 2017’de İtalyan Gazeteciler Birliği tarafından ‘Cesur kadın gazeteci’ ödülüne layık görüldü. Mayıs 2018’de Front Line Defenders’ın Risk Altındaki İnsan Hakları Savunucuları Ödülü'nü aldı. 19 Aralık 2019’da İngiliz PEN’in üyeliği verildi.