
19 Mart sürecinde polis şiddetini eleştirdiği için tutuklanan Avrupa Konseyi Gençlik Delegesi ve insan hakları savunucusu Enes Hocaoğulları ilk duruşmada tahliye edildi.
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde yaptığı konuşma nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan tutuklanan Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye şubesinin Avrupa Konseyi gençlik delegesi Enes Hocaoğulları, Ankara 86. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ilk kez bugün hakim karşısına çıktı.
Şubat ayında Avrupa Konseyi’nin Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne gençlik delegesi olarak seçilen Hocaoğulları, Mart ayında yaptığı konuşmada Türkiye’de gençlerin karşılaştığı polis şiddetini ve muhalif belediye başkanlarının tutuklanmasını gündeme taşımıştı.
Mahkeme, 1 aydır cezaevinde tutulan Hocaoğulları’nın tahliyesine karar verdi.
Duruşmayı yurt içinden ve dışından çok sayıda elçilik temsilcisi, siyasi parti temsilcisi ve sivil toplum kuruluşu gözlemci sıfatıyla izledi. AB Delegasyonu, Fransa, Hollanda, Almanya, Birleşik Krallık, Kanada, Danimarka, İsviçre, Çekya, Finlandiya, Norveç ve İsveç elçiliklerinden temsilciler salonda yerini aldı.
Kimlik tespiti öncesinde salonda bulunan silahlı çevik kuvvet polislerinin izleyici bölümünde yer alması tepkilere neden oldu. Duruşma salonuna kelepçeli şekilde getirilen Hocaoğlulları alkışlarla karşılandı.
"Konuşmam ayrımcılık veya şiddet çağrısı içermemektedir"
Enes Hocaoğlulları’nın savunmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“19-21 Mart tarihlerinde CHP'nin Ankara/Merkez'de valilik izniyle düzenlediği mitinglere katıldım. Bu barışçıl protestolarda yasadışı hiçbir eylemde bulunmadım, bulunulduğunu da görmedim. Buna rağmen kolluk kuvvetleri TOMA'larla tazyikli su sıktı ve dağılmakta olduğumuz yöne göz yaşartıcı ve solunum zorlaştırıcı gazlar fırlattı. Polislerin ellerinde yüksek ses çıkaran bir tür silah vardı.Kendi gözlerimle gördüğüm bu olayların yanı sıra süreci sosyal medyadan da takip ettim. İşkence ile gözaltına alınan barışçıl protestocuların videolarını izledim.
İddianamede ayrıca “toplumda ayrışmaya neden olduğum, huzur ve güven ortamını bozduğum” yazılmış. Daha önce de ifade ettiğim gibi konuşmam hiçbir şekilde ayrımcılık, nefret söylemi, şiddet çağrısı içermemektedir. Toplumun her kesiminden insanın mağduru olabileceği insan hakları ihlallerinden bahsetmek ve bunların sona ermesini istemek, iddianamede yazılanın aksine bir arada yaşama ve toplumsal barışa katkı sunmaktır."
(NÖ)