Görsel

GAZETE DUVAR

Özgür Kadın Hareketi (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan'ın, 2 kez "örgüt üyeliği” ve "örgüt propagandası" iddiasıyla yargılandığı davanın duruşması, Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, Gökkan ve avukatları hazır bulundu. Duruşmayı, Gökkan'ın ailesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekilleri Semra Güzel ve Dersim Dağ, Rosa Kadın Derneği, TJA aktivistleri, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Plaftormu ve kadın aktivistler izledi.

Duruşmada, iddia makamı önceki celsede verdiği mütalaayı tekrarlayarak, Gökkan’ın cezalandırılmasını istedi.

7 AYDIR İDDİANAME VERİLMEDİ

İddialara karşı söz alarak Kürtçe konuşan Gökkan, 7 aydır savunmasız bir şekilde cezaevinde olduğunu belirterek, avukatların iddianameyi cezaevine getirdiğini, fakat cezaevi yönetiminin çok olduğu gerekçesiyle kendisine verilmediğini aktardı. "İddianamenin hepsini okuyamadım. Üzerime atılan iddialar için tek tek cevap vermek istiyorum" diyen Gökkan, "Fakat bir kısmını bildiğim, bir kısmını bilmediğim iddialar için ek süre istiyorum. Bildiklerim üzerinden savunma yapmak istiyorum" dedi.

İddianamede genel ifadelerle anlatılan suçlamalara karşı, tek tek yanıt verecek bir savunma yapmak istediğini kaydeden Gökkan, bugünkü duruşmada kısmı bir savunma yapacağını ancak iddialara tek tek yanı vermek için ek süre talebinde bulundu. Gökkan'ın talebinin mahkeme heyeti tarafından tam anlaşılmaması nedeniyle avukatı Berfin Gökkan'ın araya girmesi, mahkeme başkanının tepkisine neden oldu. Mahkeme başkanı, avukat Gökkan'dan kendisinden izin alınmadan konuşulmamasını istedi. Mahkeme başkanı, "Ben izin vermeden konuşmayın. Bir daha bir daha söz hakkı vermeden konuşmayın, atarım dışarı. Haddinizi aşmayın" dedikten sonra duruşmanın güvenliğini sağlayan polis amirinden duruşmaya kadın polislerin yerleştirilmesini isteyerek, "Bayan polis getirin. Gerekirse atarım. Habersiz konuşan olursa atacaksınız. Burada ben ne dersem o, nihai karar benimdir" dedi.

Yaşananların ardından avukatları dışarı çıkartan mahkeme başkanı, yaşananları, "Sanık avukatı söz hakkı istemeden konuşmaya çalıştı. Sanık müdafileri söz almadan konuşmamaları konusunda uyarıldı. Sanığın savunmasını kesmemeleri konusunda uyarıldılar. İzinsiz konuşmalarıyla insicamını bozduklarını devam etmeleri için dışarı çıkarılmakla uyarıldı" şeklinde tutanağa geçirdi.

'YAKA PAÇA DIŞARI ATACAKSINIZ'

Yaşananların tutanak altına alınmasından ve kadın polislerin salona yerleştirilmesinden sonra, avukatları içeri çağıran mahkeme başkanı, salona yerleştirilen kadın polislere, "Yaka paça dışarı atacaksınız" dedi.

Duruşmanın yeniden başlamasıyla Gökkan'ın ek süre talebine ilişkin kararı kuran mahkeme heyeti, savunma için ek süre talebini reddetti.

GÖKKAN: BU TOPRAKLARI TERK ETMEM

Savunmasına devam eden Gökkan, şunları söyledi: "Hem ben hem avukatlarım mahkemede zorluk yaşıyoruz. Özgür bir şekilde kendimi ifade edemiyorum. Hazırlanan iddianamede anlatılan kişi ben miyim, başkası mı anlamadım. Polisler ve gizli tanıklar bir Ayşe yaratmış, ama bu Ayşe ben değilim. Telefon tapelerim ve tüm konuşmalarımın çevirisini talep ediyorum. Mesela PM demişim, TM diye çevrilmiştir. Ben gazeteciyim, araştırmacıyım, yerel aktivistim ve uluslararası tanınan bir aktivistim. Gizli tanıkların iddiaları iddianamede 10 defa tekrarlanmış. Ayrıca kaçacağım söylenmiş. Ama kaçma gibi bir niyetim yoktu. Asla ama asla bu toprakları terk etmem. Çünkü tüm dünya erkekler tarafından yönetiliyor. Nereye gidersem gideyim, her yer aynı. Bütün hayatım polislerin gözlemi altında geçti. Teknik takibe aldılar. Nefes alış verişim bile kontrol altında. Bu kadar gözlem altında tutulurken, nasıl herhangi bir suç üzerinde yakalanmam. Mardin, Diyarbakır ve İstanbul ATK'de ses kaydım alındı. Ama benim sesim olmadığı ortaya çıktı. Alınan el yazımın herhangi bir suçlamayla ilişkisi çıkmadı. Kendi pasaportumla gittiğim tüm etkinlikler suç sayılıyor. 1993 yılından beri kayıtlarda varım. Neden herhangi bir suç üzerinde yakalanmadım.

ANNESİNİN CENAZESİNE KATILAMADI

Annem öldü, sorun çıkarırım diye cenazesine gidemedim. Bu bir zulümdür. İnsan annesini bir kere defneder. Beni bu kadar takip eden polisler, cenaze günü sorun çıkarmamı engellemeliler. Bu yüzden zulüm karşısında boyun eğersem suçlu olurum. Üye olduğum tüm kurumlar illegal gösterildi. O halde dünyadaki tüm kurumlar illegaldir. Öte yandan Barış Çadırı, kaymakam ve polis tarafından izin alınarak kuruldu. O kadar ses kaydım varken neden onlarla yaptığım konuşmaların ses kaydı yok. Beraat ettiğim dosyalar oldu, ama yine de iddianamede yer alıyor."

BARO BAŞKANI VE AVUKATLAR POLİS ZORUYLA ÇIKARILDI

Gökkan savunmasını sürdürürken, duruşma salonundan su almak için çıkmaya çalışan avukat Özüm Vurgun, mahkeme başkanı tarafından izinsiz ayrılmaması için uyarıldı. Başkan, "Avukat hanım nereye gidiyorsunuz, benden izin almadan" demesi üzerine, yaşanan ilk olaydan sonra duruşma salonuna gelen Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, "Avukatları savunma makamı olarak görmek zorundasınız" demesi üzerine, mahkeme başkanı Eren'in sözünü kesmeye çalıştı. Eren, "Sözümü kesmeseniz, ben konuştuktan sonra sizi dinlerim" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, polislere "Bunları dışarı çıkarın" talimatı verdi. Avukatlardan itiraz gelince, polis Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Baro Yönetim Kurulu Üyesi Mehdi Özdemir'i tartaklayarak dışarı çıkardı. Arbede sırasında polislerden biri, Eren'e "Terbiyesiz, şerefsiz" diye hakaretlerde bulunduğu duyuldu.

Dışarı çıkarılan avukatlar ve yaşananlara itiraz eden Gökkan'ın akrabaları tartaklanırken, Gökkan'ın yeğeni Vedat Gökkan gözaltına alınmaya çalışıldı. Avukat ve milletvekillerinin araya girmesiyle gözaltından vazgeçildi.

Yaşananlar üzerine Ayşe’nin ablası Mihrican Gökkan, fenalık geçirerek hastaneye kaldırıldı. Yaşanan arbededen sonra izleyiciler adliyenin dışına alınarak, sadece Gökkan'ın avukatları duruşmaya alındı. Gökkan'ın avukatı Muharrem Şahin, yaşananlardan dolayı savunma yapmayacaklarını, duruşmanın ertelenmesini istedi. Mahkeme talebi reddetti.

REDDİ HAKİM TALEBİ REDDEDİLDİ

Duruşmanın başlamasıyla Gökkan, mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini belirterek, reddi hakim talebinde bulundu. İddia makamı talebin yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu belirterek, talebin reddini istedi. Mahkeme, reddi hakim talebinin süresinde yapılmadığı savunarak, talebi reddetti. Mahkeme, duruşmada yaşananlara ilişkin düzenlenen tutanağa göre Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmasına, Gökkan'ın tutukluluk halinin devamına, reddi hakkim talebi kararının kesinleşmesinin beklenmesine karar vererek, duruşmayı 13 Ekim'e erteledi.