Görsel

BİANET Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3 saat 40 dakika süren kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın gündeminde Koronavirüs salgını, ekonomi, CHP ve İyi Parti ile kültür-sanat alanındaki gelişmeler vardı. Erdoğan, doğalgaz fiyatlarının Avrupa'da 115 dolardan 1100 dolara kadar çıktığını söylerken, "Biz ülkemizdeki vatandaşlarımızın konutlarda tükettiği doğalgazı halen yaklaşık 150 dolardan veriyoruz" dedi.

“Elektrik faturalarındaki TRT ve Enerji Fonu payları kaldırıldı”

"Alış fiyatımıza göre baktığımızdaysa doğalgazı hane halkına yüzde 70 indirimle vererek 50 milyar liralık sübvansiyon yaptığımızı söyleyebiliriz" diyen Erdoğan, akaryakıtta da benzer bir durum olduğunu söyledi. 2021'de her vatandaş başına 1500 liranın üzerinde enerji desteği verildiğini söyleyen Erdoğan, elektrik faturalarındaki TRT ve Enerji Fonu paylarının ise kaldırıldığını belirtti.

“Yüz yüze eğitim kesinlikle devam edecek”

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Koronavirüs: Sağlık hizmetlerinde herhangi bir krize izin vermedik, vermeyeceğiz. Özellikle hastanelerde sunulan hizmetlerde elbette bazı aksaklıklar, gecikmeler yaşanabilmektedir. Bunların önüne geçecek tedbirleri de en kısa sürede alacağız. Sanayi üretiminde kesintiye mahal vermeyecek bir sistemi salgının ilk günlerinde kurmuştuk. Belirlenen yaş grubunun üzerindeki herkesin özellikle de ileri yaş grubundaki vatandaşlarımızın aşılarını olmaları, salgının ağır sonuçlarının azaltılmasına katkıda bulunacağını hatırlatmak istiyorum. Yüz yüze eğitim: Okul tartışması da artık sona ermelidir. Okullardaki yüz yüze eğitim öğretim kesinlikle devam edecektir. Sağlık Bakanlığımıza 40 bin yeni sağlık personeli alınacağının müjdesini de milletimizle paylaşmak istiyorum. Elektrik faturuları: Bu yıl elektriği maliyetinin yarısı düzeyinde vatandaşlarımıza vererek 17 milyar liralık sübvansiyon yaptık. 2021 yılı için vatandaşlarımızın cebinden 127 milyar liralık ilave bir meblağın çıkmasını önledik. Her vatandaşımıza yıllık 1500 liranın üzerinde bir enerji desteği vermiş olduk. Elektrik faturalarında TRT payı ile Enerji Fonu kesintilerini de kaldırma kararı aldık. Finans tarafındaki dalgalanmaların üretim ve ihracatı artırarak cari açığı düşürdükçe durulacağına inanıyoruz. Cumhur ittifakı: Cumhur İttifakı olarak mecliste, kabinedeki arkadaşlarımızla, hükümette gece gündüz çalışıyoruz ancak son dönemde bu ülkenin ikinci büyük partisi ünvanını taşıyan bir siyasi teşekkülün milli güvenliğimize ve çıkarlarımıza yönelik tehdit haline dönüşen tutarsızlıklarından endişe duyuyoruz. TSK'nın Suriye vbe Iraktaki sınır ötesi harekatlarına imkan veren tezkere konusunda yaşanan tartışmalar bu endişelerimizi daha da artırmıştır. Türkiye'nin sınır ötesi harekatları siyaset üstü bir konusudur. Geçmişte defalarca evet dedikleri bir metne saldıranların, bir yerlerden işaret aldıkları anlaşılmaktadır. Bu tezkereye karşı çıkmak TSK'nın ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesi unsurlarına can simidi atmak demektir. Karşı çıkmak, Türkiye'nin güney sınırlarından kuşatılması projesinin yanında yer almak demektir. Bu tezkereye karşı çıkmak bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının emrine girmek demektir. Türkiye'nin en eski ve halihazırda ikinci büyük partisinin bu örgüt kuklası yapı tarafından yönetildiğin, yönlendirildiğini görmekten Türk siyaseti adına geçekten üzüntü duyuyoruz. Yapılan gizli açık ortaklıklar ve pazarlıklarla kimi belediyelerde bazı birimlerin bu parti yönetimine verildiği zaten biliniyor. Meclise Irak ve Suriye tezkerelerine hayır demelerini yalan ve iftiralarla savunanların Yozgat'a gidince Kandil'i yakıp yıkmaktan söz etmeleri bir başka omurgasızlıktır. Kanal İstanbul projesini yabancı büyükelçilere şikâyet edecek kadar şuur kaybı yaşayan bu zihniyete milletimiz ülkenin kaderini asla emanet etmez.

“İstanbul Sözleşmesi hedefte

İyi Parti ve Türkkan: Bir siyasi partinin en üst düzey yöneticisi tarafından Bingöl'de şehit yakınına yapılan edepsizliği de aynı zihniyetin farklı bir tezahürü olarak kabule ediyorum. Neresinden tutsanız, rezillik, terbiyesizlik, alçaklık olan bir skandalla karşı karşıyayız. Kardeşinin gencecik bedeni PKK terör örgütü tarafından paramparça edilen bir şehit yakınının feryadına en ağır hakaretleri, küfürleri yaparak bastırmaya çalışmak, her şeyi bir kenara bıraktık insanlığa sığmaz. Bu kişi ve avanesi önce yapılan rezilliği inkar etmeye, sonra her şey belgesiyle ortaya konunca kabul etmek zorunda kaldılar. İnsanlıktan da nasibini almamış bu siyasetçi müsveddesinin milletvekili sıfatına da, o kutlu çatı altında durmaya da bir dakika hakkı yoktur. Partisindeki görevlerden ayrılması bu iş için bir çıkış yolu değildir. Sözde milletvekili olan bu kişinin parlamento çatısı altında yerinin olmaması lazım. Başında bir bayan genel başkanın olduğu bu partide bir şehidimizin bacısına küfredilmesi karşısında genel başkan bayanın buna tahammül etmemesi ve kesinlikle bu zatı partisinden ihraç etmesi gerekir. Duruş bu olması gerekir. Ama ne yazık ki neymiş başkan yardımcılığından ihraç etmişler. Al birini vur öbürüne. Sadece Ziraat Bankası'na 36 milyon dolar borcu olan ve henüz bu borcu temizleyememiş olan bu kişi aynı zamanda Kocaeli'nde biliyorsunuz devlete ait arazileri işgal etmiş ve bu işgal sebebiyle de orada çok ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Kadın hakları: Buradan kadın STK'lara sesleniyorum: Eyyy kadın STK'lar, siz ne iş yapıyorsunuz? İlla sizin örgütünüze ait bir bayana, bir kadına küfredilirse, hakaret edilirse o zaman mı ayağa kalkacaksınız? Bir şehidimizin bacısına küfredildiği, hakaret edildiği zaman niçin sokaklara dökülmüyorsunuz, yollara çıkmıyorsunuz? Şehidimizin bacısına yapılan bu saldırıyı acaba siz nereye kadar görmezlikten geleceksiniz? Her kim bu ülkede bir daha İstanbul Sözleşmesi diye başlayan bir cümle kurarsa onlara en başta, en çok kadınlarımız tepki göstermelidir. Yine bu konuda sürekli kadınların, şehit yakınlarının, gazilerin haklarıyla ilgili esip gürleyen CHP tarafında herhangi bir seviyede tepki gösterilmemesi arka plandaki kirli pazarlıkların ispatıdır. Hayatları boyunca milletin hayrına tek bir iş yaptıkları, ülkeye herhangi bir eser ve hizmet kazandırmamış olanların kendi akıllarında iktidar hevesine kapılmakla bile ne derece nobran, ne derece küstah, ne derece terbiyesiz hale gelebildiklerini hep birlikte takip ediyoruz. Bu şahsın milletvekilliğinin sonlandırılması dahil, en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkanları kullanacağız.