
KaosGL.org’a konuşan avukat Hasan Çayır, “Bütün deliller toplanmadan verilen mütalaa açıkça önceden sonucu belli olan bir yargılama yapıldığının göstergesidir. Bu karar insan hakları yönünden kara bir lekedir” dedi.
Eskişehir’de 2024 yılında Onur Haftası kapsamında yapılmak istenen basın açıklamasına katılmak isterken işkenceyle gözaltına alınan 10 kişinin yargılandığı davada karar duruşması görüldü.
Savcı, daha önce sunduğu mütalaayı yineleyerek sanıkların “2911 sayılı kanuna muhalefet” ve “polise direnmek” suçlarından cezalandırılmasını istedi.
Sanıklar, savunmalarında mütalaayı kabul etmediklerini belirterek beraatlerini istedi.
Mahkeme, tüm sanıklara 2911 sayılı kanuna muhalefetten ayrı ayrı 5 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, söz konusu hapis cezası kararını 15’er bin lira para cezasına çevirdi.
Bununla beraber; mahkeme, “kamu görevlisine direnme ve mukavemet” suçundan 4 hak savunucu hakkında da ayrı ayrı 15’er bin lira para cezasına hükmetti. Mahkeme, hükmün geriye bırakılmasına da izin vermedi.
Eskişehir Onur Haftası Komitesi, duruşmanın ardından yaptığı basın açıklamasında “Bugün bu davada 10 hak savunucusu ayrı ayrı ceza aldı. Türkiye’de LGBTİ+’lar olarak haklarımız için yürümeye devam edeceğiz. LGBTİ+’lar olarak var olmaya, yaşamaya devam edeceğiz. Nefrete inat, yaşasın hayat!” dedi.
“Bu karar insan hakları yönünden kara bir lekedir”
Eskişehir Onur Yürüyüşü davasında yargılanan LGBTİ+ aktivistlerinin avukatı Hasan Çayır, mahkemenin kararını KaosGL.org’a değerlendirdi.
Çayır, dosya kapsamında usul ve esasa dair pek çok eksiklik olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Dosya kapsamında birçok usul ve esasa dair eksiklik olmasına rağmen yargılanan bütün hak savunucularına ceza verildi. Dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği gün mütalaa için savcılıktan görüş yazısı istendi. Bu bütün deliller toplanmadan verilen mütalaa açıkça önceden sonucu belli olan bir yargılama yapıldığının göstergesidir. Bunun yanı sıra fezleke aşamasında olmayan bir kişi yaratılmış, bu kişi hakkında iddianame düzenlenmiş, yargılama yapılmış ve mütalaada da olmayan bu kişi hakkında ceza istenmiştir! Bu husus da yargılamanın ne denli keyfi ve hukuksuz olduğunun açık bir kanıtıdır.”
Kararı istinafa taşıyacaklarını belirten Çayır, sözlerine şöyle devam etti:
“Direnme suçlaması yönünden iddia olunduğu üzere mahkemece otobüs içerisindeki kamera kayıtları istenmesine rağmen işkencenin kanıtı olacak bu kayıtların kolluk tarafından silindiği belirtilmiştir. Kolluk tarafından direnme suçu olmadığına delil bu kamera kayıtları karartılmıştır. Zaten hazır olan karar yönünden dosyaya ara dahi verilmeden karar kopyala yapıştır yapılarak açıklanmıştır. Bu karar insan hakları ve hukuk sistemi yönünden kara bir lekedir. Kararı istinafa taşıyacağımızı belirterek bu davanın takipçisi olacağız. Nefrete inat, yaşasın hayat!”