Görsel
diyarbakir_basin_aciklamasi.jpeg

MLSA

Hak savunucularının İnsan Hakları Haftası kapsamında Diyarbakır’daki Koşuyolu Parkı’nda basın açıklaması yapması ve açıklamaya katılması “kabahat” sayıldı. Hak savunucularına Kabahatler Kanunu dayanak gösterilerek “emre aykırı davranış”tan 581 TL idari para cezası verildi.

Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşları, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edildiği 10 Aralık ile başlayan İnsan Hakları Haftası’nı çeşitli etkinlikler ile kutluyor.  Aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Diyarbakır Barosu’nun da olduğu 25 sivil toplum kuruluşu, 2022 yılı için de 10 Aralık’ta Koşuyolu Parkı’nda yapılacak basın açıklaması ile başlayacak çeşitli etkinlikler planladı. 

Diyarbakır Valiliği ise 10 Aralık 2022 tarihinde yaptığı “basın duyurusu” ile “spor müsabakaları hariç” şehirde açık alanlarda yapılacak tüm etkinlikleri “Milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, milli güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, olası yasadışı eylemlerin önlenerek müessif olayların yaşanmaması amacıyla” bir gün süreyle yasakladı.

Hak savunucularının ‘kabahati’: Basın açıklaması yapmak,  açıklamaya katılmak

Valilik yasağına rağmen aileler ve hak savunucuları planlandığı gibi 11 Aralık’ta Koşuyolu Parkı’na geldi. Aileleri ve hak savunucularını ablukaya alan polis, açıklama yapılmasına izin vermedi. Gazetecilerin görüntü almasını da engelleyen polisler, Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticisi Yakup Orak ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticisi Hayrettin Değirmenci’yi gözaltına aldı.

Bağlar İlçe Emniyet Müdürlüğü, aralarında hak savunucuları, gözlemciler, avukatlar ve Adalet Nöbeti’ni başlatan ailelerin de olduğu birçok kişi hakkında idari yaptırım uygulanmasına karar verdi. Emniyet, Diyarbakır Valiliği’nin eylem ve etkinlik yasağına aykırı davrandığı iddia edilen kişilere Kabahatler Kanunu’nun 32. maddesini dayanak göstererek “emre aykırı davranış”tan 581 TL idari para cezası verdi. Hak savunucuları, kendilerine verilen idari para cezasının iptali için Sulh Ceza Hâkimliğine başvurdu. 

Hak savunuculuğu faaliyeti kapsamında katıldıkları İnsan Hakları Haftası etkinliği gerekçe gösterilerek idari para cezası verilen kişiler arasında yer alan ÖHD Diyarbakır Şube Eş Başkanı Muharrem Şahin, İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu üyesi Ercan Yılmaz, Diyarbakır Barosu Başkanı Yardımcısı Mehdi Özdemir ve Baro Genel Sekreteri Serdar Özer MLSA’ya konuştu.

‘Anayasal hakkını kullanan hak savunucularına ceza verilmesi kabul edilemez’ 

ÖHD Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Av. Muharrem Şahin, polisin açıklamaya katılan yaklaşık 80 kişi hakkında idari işlem yaptığını, ceza alanların en az 25’inin ise ÖHD üyesi ve yöneticisi avukatlar olduğu bilgisini verdi.

Anayasal bir hak olan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kolluk görevlileri tarafından ihlal edildiğini vurgulayan Şahin, ihlalin verilen idari para cezasıyla daha da vahim bir hale geldiğini ifade etti: “İnsan hakları savunucuları ve hukukçuların maruz kaldığı bu hukuksuzluğu, haksızlığı topluma yapılanlarla düşündüğümüzde toplumun ne kadar ağır baskılarla karşı karşıya olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Toplum tamamen nefessiz bırakılmış bir vaziyette. Bir açıklamaya dahi izin verilmeyen bir ortamda insanların hak arama umutları da kalmaz.” 

Şahin, idari para cezası kararlarına karşı gerekli yasal itirazları yaptıklarını ve hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. 

‘Gözaltı işlemlerinin gerekçelerini öğrenmeye çalışırken ablukaya alındık’

İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ercan Yılmaz ise İnsan Hakları Haftası etkinlikleri programında yer alan açıklamaya katılmak ve gözlem yapmak amacıyla gittikleri parkın polisler tarafından tamamen kapatıldığını ve açıklamaya katılmak için gelenlerin ise ablukaya alındığını söyledi.

Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Kolluk görevlileri ile yaşanan bu gerginliğin ve gözaltı işlemlerinin gerekçelerini sormak için diyalog kurmaya çalışırken etrafta bulunan yurttaşlar ile birlikte biz de polis ablukasına alındık. Bu duruma itiraz etsek de yaklaşık 10 kişi, bir saatten fazla bir süre polis ablukası içinde tutulduk ve fiili bir gözaltı işlemine maruz kaldık. Bir aydan daha uzun bir süre sonra adresimize ulaşan tebligat ile ‘emre aykırı davrandığımız’ iddiasıyla bize idari para cezası verildiğini öğrendik.” 

Yılmaz: ‘Emre aykırı davranış’ değil, anayasal hak

Yılmaz, anayasal bir hak olan barışçıl toplantı ve gösteri hakkını kullandıkları için kendilerine verilen idari para cezasının kanuni ve usuli bir dayanağı olmadığını vurguladı. Diyarbakır’da bir yıldan uzun süredir Adalet Eylemi yapan ailelerin yaptıkları eylem ve etkinliklerinin tamamının barışçıl bir şekilde başlayıp sona erdiğini, kamu güvenliğini tehdit eden herhangi bir olay yaşanmadığını hatırlatan Yılmaz, basın açıklamasının valilik tarafından keyfi bir biçimde yasaklandığını belirtti.  

“Emre aykırı davranmak” iddiasıyla verilen idari para cezasına karşı bütün yasal itiraz yollarını kullanacaklarını belirten Yılmaz, Anayasa Mahkemesi’nin Batman, Hakkari ve Van’daki keyfi yasaklar gerekçe gösterilerek verilen idari para cezalarını ele aldığı ve Dursun Soydan ve diğerleri ile Cengiz Fırat ve diğerleri başvurularında altını çizdiği hükmünü hatırlattı: “Sivil toplum örgütleri tarafından bu rutin yasaklama kararlarına karşı yapılan bireysel başvurular sonucunda Anayasa Mahkemesi, demokratik toplumda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının önemine ve barışçıl toplanma hakkına işaret ederek, ‘usulüne uygun olarak verilmiş bir emre aykırı bir davranışın varlığı tek başına temel hak ve özgürlüklere müdahale için yeterli kabul edemez’ tespitinde bulunmuştur.”  

‘İnsan haklarını savunma sorumluluğu ile hareket ettiğimiz için ceza verildi’

Diyarbakır Barosu Başkanı Yardımcısı Mehdi Özdemir ve Baro Genel Sekreteri Serdar Özer konuya ilişkin yaptıkları ortak yazılı açıklamada, mahpus yakınlarının bir yıldan uzun süredir devam ettirdiği Adalet Nöbeti’nin 86 gününün Diyarbakır Barosu’nda sürdürüldüğünü hatırlattı. 

Özdemir ve Özer, yasak kararı ardından baro yöneticilerinin herhangi bir müdahale olmamasını ve ailelerin eyleminin başladığı gibi sorunsuz bir şekilde sonlandırmasını sağlamak amacıyla açıklama yapılan alana gittiklerini belirterek polis ablukasına alınan aileler ve hak savunucularına alandaki milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yoğun çabaları sonucunda herhangi bir müdahale olmadan açıklamanın sona erdiğini ifade ettiler.

Avukatlık Kanunu’nun avukatlara yüklediği insan haklarını savunma ve geliştirme sorumluluğu ile hareket etmelerine rağmen idari para cezası verilmesinin valiliklerin temel hak ve özgürlükleri sınırlayan kararlarına dayandırıldığına dikkat çeken baro yöneticileri, “Demokrasinin vazgeçilmez öğesi olan barışçıl toplanma hakkını ihlal eden kararlardan, keyfi uygulamalardan ve hukuka aykırı sınırlamalardan vazgeçilmelidir” çağrısı yaptı.