Görsel
kcdp3.jpg

CUMHURİYET

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’nin feshi için açılan davanın ikinci duruşması yarın İstanbul Adliyesi’nde görülecek. Davada dernek, “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütme” ve “aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçalamak” ile suçlanıyor. Duruşma öncesi konuşan dernek yetkilileri, “Kadın cinayetlerindeki failleri yakalamak yerine bizimle uğraşıyorlar. Senelerdir açılmayan davanın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının olduğu bir dönemde olması tesadüf değil” dedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütme” ve “aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçalamak” suçlamasıyla açılan fesih davasının ikinci duruşması yarın İstanbul Adliyesi’nde yapılacak. 1 Haziran tarihindeki ilk duruşmada mahkeme, dernek yöneticileri hakkındaki tüm soruşturma ve kovuşturma dosyalarının getirilmesine karar verirken ailelerin ve baroların müdahillik talepleri ise kabul etmedi. Yarın yapılacak olan ikinci duruşmadan evvel Cumhuriyet, dernek yöneticileri ve aileler ile konuştu. 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği Başkanı Gülsüm Kav, “Bu davayı özgürlük ve demokrasiyle ilgili yaşadığımız sorunların bir parçası olarak görüyorum. Senelerdir açılmayan davanın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının olduğu bir dönemde olması tesadüf değil. Dava açıldığından bu zamana hemen her gün gerici bir rejim dayatması var” dedi. Kav sözlerinin devamında, “Ailelere zarar vermeden bahsediliyordu davada. Kadınlar öldürülürken, şüpheli kadın ölümleri apar topar kapatılırken asıl aileler alabora oldu. Gülistan Doku’yu bin gündür bulamayanlar, günlerdir Ezgi Zerkin’in failini yakalayamanlar asıl yapması gereken işleri yapmak yerine bizimle uğraşıyorlar” ifadelerini kullandı. 

"SAMANLIKTA SUÇ ARIYORLAR"

Platformun avukatlarından Leyla Süren de, “Bu kapatma davası sadece platformumuza değil Türkiye’de uzun yıllardır kadın hareketine karşıdır. Biz adliyelerde şüpheli kadın ölümlerini ortaya çıkarmak için savcıların kapılarını aşındırırken, İstanbul Adliyesi’nde bizi kapatmaya çalışıyorlarmış. İstanbul Valiliği, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve savcılık arasında yaklaşık 5 yıl yazışmalar trafiği olduğunu görüyoruz. Beş yıl boyunca derneğimizin yetkilileri bilgi için çağrılmadı” dedi. Süreci anlatan Süren, “İlk savcı dosyayı kapatıyor. Ancak her ne oluyorsa İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından sonra dosyayı yeni eline alan savcı valilikten ve emniyetten delil istiyor. Aynı yeterli görülmeyen belgeler dosyaya geliyor ve bir günde dava açılıyor. Dosyada net bir suçlama yok” dedi. Süren, “Savcılık görev olarak olayı tarif edip zaman ve yer gösterip iddia makamı olarak ortaya koyması gerekirken, şu an samanlıkta suç arıyorlar” ifadelerini kullandı. 

"BİZİ İLK DESTEĞİ ONLAR VERDİ"

Emine Aktaş'ın kızı Nurgül Altıntaş, Eyüp Doğan isimli bir bekçi tarafından öldürülmüştü. 

Anne Emine Aktaş ise konuya ilişkin, “Derneğin kapatılmasını istemiyorum çünkü kadınlarımızı savunuyorlar. Bu dernek her konuda benim yanımda oldu" dedi.

Şüpheli şekilde kızı Şebnem Köker’i kaybeden Abdullah Köker ise, “Benim kızım şüpheli şekilde öldürüldü. Buraya giden polis ekipleri bunun intihar olduğunu daha bakmadan yolda karar veriyorlar. Bize ilk desteği platform verdi” dedi. Köker, “Bu platform olmasaydı bize kim omuz verecekti? Devlet bize omuz vermedi.Kapatma kararında ‘aile birliğini bozmak’ yazıyor. Bu kanunlar olduğu sürece bizde bir aile birliği kalır mı?” dedi.