Görsel
ankara_mimarlar_odasi

MLSA

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ve dönemin 6 Yönetim Kurulu üyesinin “terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 

Duruşmaya TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, İHD, ÇGD, TGS temsilcilerinin yanı sıra birçok izleyici katıldı. 

Davada, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ve Yönetim Kurulu Üyeleri Muteber Osmanpaşaoğlu, Ünal Kara, Tuğba Arslan, Ece Yoltay ile Özgür Bayramoğlu savunma yaptı. İddianameye itiraz ettiklerini belirten üyeler, kültürel varlıkların korunması, çevre tahribatları gibi konularda haber yapan gazetecilere verilen bu ödülün “terör örgütü propagandası” suçu olarak değerlendirilemeyeceğini ifade ettiler.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan savunmasında şunları söyledi:

“Ülkedeki hukuksuzluğun örneklerinden olan bu dava, susturma operasyonunun bir parçasıdır. Çevre haberi yapan gazeteciye ödül verdik diye Mimarlar Odası Ankara Şube yönetimine dava açılması kabul edilebilir değildir. Biz bu ödülü 2013 yılından beri vermekteyiz ve Mimarlar Odası Ankara Şubesinin haberlerini yapan gazetecilere vermekteyiz. Kimin terör örgütü üyesi olup olmadığının sorgulamasını yapamayız. Öyle bir istihbarat birimimiz yok. Mimarlar Odası Ankara Şubesi istihbarat örgütü değildir. Çevre haberine verilen bir ödülün  terör örgütü konusu haline getirilmesine ülkem adına üzgünüm. Haberlerimizin kamuoyunda görünürlüğü açıktır. Tüm medya organları  kamu yararı  ve kent mücadelemize  yayınlarında yer vermektedir. Sadece bir yıl içinde 675 kez televizyonlarda, bin 500 kez yazılı basında, milyonlarca kez sosyal medyada haberimize yer verilmiştir. Terör propagandası yapmıyoruz, çevremizi doğamızı kültürel varlıklarımızı koruyoruz. Cumhuriyet’in bize emanet ettiği mekânsal değerleri korumaya devam edeceğiz. Kültürel varlıkların yok edilmesine ve HES’lere karşı mücadele ederken, mücadelemizi haberleştiren basın mensuplarına ödül vermeye de devam edeceğiz. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu’nun hiçbir terör örgütü ile ilişkisi yoktur ve mücadelemiz de bu ülkenin taşını, toprağını satanlara karşıdır.”

Tüm sanıklar adına konuşan avukat Turgut Kazan da iddianameye itiraz ederek müvekkillerinin kültürel mirası yaşatmak, HES, maden ocakları gibi çevre tahribatlarına karşı mücadele ettiklerini bu nedenle de Jin TV muhabiri Güler Yıldız Bastion’un hazırladığı “Yeşil Pencere” programına ödül verdiklerini söyledi. Bu dava ile müvekkillerinin lekelenmeme hakkının çiğnendiğini dile getiren Kazan “Mimarlar Odası olarak elbette çevre konusunda yapılan bir habere ya da programa ödül verecektir. Bunun kimin yayın organı olduğuna değil haberin içeriğine bakarak veriyor müvekkillerim. Bu nedenle iddianameyi kabul etmiyor derhal beraat talep ediyoruz” dedi.

İddia makamı ödül verilen Jin TV muhabiri Güler Yıldız Bastion ve ödülü onun yerine alan gazeteci Öznur Değer hakkında soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığına bakılmasını talep etti. 

Avukat Kazan mütalaaya itiraz ederek “Eğer sözü edilen kişiler hakkında bir soruşturma ya da kovuşturma var ise bundan müvekkillerim sorumlu tutulamaz, dolayısıyla iddia makamının mütalaasını kabul etmiyoruz” dedi. 

Verilen aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, savcının talebini kabul ederek Jin TV muhabiri Güler Yıldız Bastion ve gazeteci Öznur Değer hakkında soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığına bakılması için Emniyet Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, “Yeşil Pencere” programının 2021 yılında yayınlanan programlarının incelenmesine, Jin TV’nin erişime engellenmesi kararının olduğu dosyanın istenmesine karar vererek duruşmayı 15 Eylül tarihine erteledi.