Görsel

DİKEN

TTB, tüm sağlık emek-meslek örgütleriyle, ‘iktidarı uyarmak, topluma çağrıda bulunmak için’ bugün saat 12:30’da “Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz! Ölümleri durdurun!” sloganıyla Ankara’da Sağlık Bakanlığı ve il sağlık müdürlükleri önünde toplanılacağını bildirmişti.

ANKA’nın haberine göre İstanbul’un Fatih ilçesindeki Çemberlitaş tramvay durağında buluşarak il sağlık müdürlüğü önüne yürümek isteyen sağlıkçılara polis müdahale etti. Müdahalenin gerekçesi, kaymakamlığın pandemi gerekçeli yasak kararıydı.

Sağlık çalışanları, il müdürlüğüne yürüyemedi ancak Çemberlitaş Meydanı’nda ‘Ölümleri durdurun’ yazılı pankart açarak eylem yaptı.

‘Halkı oyalama paketi

Ortak açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Güray Kılıç, şunları kaydetti:

“Alındığı söylenen önlemler, ölümleri durdurmayacak, sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşulları değiştirmeyecektir. Pandemi yoksulları ve işçileri vurmaktadır. Her gün bir uçak dolusu yurttaşımızı toprağa veriyoruz. Her gün ortalama bir ilimizin nüfusu kadar yurttaşımızı hasta eden pandemiyle ve pandeminin kötü yönetimiyle karşı karşıyayız. İktidar bilimin, meslek örgütlerinin sesine kulağını tıkamakta, sermayenin çıkarlarına uygun kararları uygulamaktadır. Bu tedbirler paketi halkı oyalama paketidir.”

‘Kapatma’ önerisi

TTB olarak iktidarı bir kere daha uyardıklarını söyleyen Kılıç, “Geç kaldınız, önlenebilir ölümleri önlemediniz” diyerek taleplerini yineledi:

“Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu artık kabul edilmeli; sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımıyla dayanışma içerisinde yeni bir sağlık sistemi kurulmalıdır.

Pandemiyle mücadele, derhal geniş katılımlı yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir.

Bilimsel kriterlere uygun filyasyon çalışmalarına hızla başlanıp salgının ilk kaynağına ulaşılmalı, bireyler hastalanmadan veya hastaneye gelmeden gerekli adımlar atılmalıdır.

Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğratılmadan; AVM, fabrika, lokanta, atölye, şantiye gibi kalabalık ve kapalı alanlar derhal kapatılmalıdır. En az 14 gün, tercihen 28 gün zorunlu üretim alanları dışında çalışanlar hiçbir şekilde mağdur edilmeden çarklar durdurulmalıdır. Zorunlu üretim alanlarında çalışanlar için işyerine ulaşmada ve iş yerlerinde fiziksel önlemler alınmalı, dönüşümlü çalışma modelleri ile çalışma ortamlarında bulunan sayısı azaltılmalıdır.

Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli ve yalnızca çok gerekli şartlarda olmalı, yurt dışı seyahatlerinde 14 gün karantina uygulanmalıdır.

Aşılamada hedef toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili bir aşılama programı uygulanmalıdır. Aşı temini ile ilgili süreç şeffaf bir biçimde kamuoyu ile paylaşılmalı, toplumun önüne net bir aşı takvimi konulmalıdır. Mevcut durumda hızlı aşılama salgınla mücadelenin en önemli parçasıdır. Aşıda patenti ortadan kaldıracak uluslararası adımlar atılmalıdır.

Sağlık çalışanlarının mevcut pandeminin yükü yetmezmiş gibi iktidarın vurdumduymazlığıyla daha da tükendiği görülmelidir. Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi gibi basit bir adımın bile atılmaması halen bir ayıp olarak ortada durmaktadır. Halen atanmayı bekleyen ve KHK ile gerekçe gösterilmeden ihraç edilmiş tüm sağlık çalışanları hızla salgınla mücadelede yerlerini almalıdır. Sağlık çalışanları artık dinlenebilmelidir.”