Görsel

BBC

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını görüştü. Daire, “AYM'nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyerek, karara uyulmamasını kararlaştırıldı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa'nın 153/6. Maddesi kapsamında uygulanabilecek bir kararın var olmadığını belirterek AYM'nin kararına uyulmamasına karar verdi.

Daire, AYM'nin kararının "jüristokratik" bir davranış olduğunu savundu.

Jüristokrakrasi, yargıçlar yönetimi anlamına geliyor. Demokrasinin aksine, yargıçların oligarşik bir yönetim oluşturmasını tanımlıyor ve eleştirel bir anlam taşıyor.

Türkiye İşçi Partisi ise X hesabından yaptığı açıklamada karara tepki gösterdi.

Açıklamada Yargıtay'ın kararı için, "Bu bir yargı kararı değildir. Darbedir!" denildi.

CHP Grup Başkanvekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Yargıtay’ın kararının, kuvvetler ayrılığı ilkesini ayaklar altına almak ve Meclis’in iradesine yani halkın iradesine apaçık darbe vurmak anlamına geldiğini söyledi.

DEM Parti Grup Başkanvekili ve Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, Yargıtay’ın kararıyşa ilgili olarak, " 'Anayasayı bekleme odasına aldım' diyenin de 'Anayasaya aykırı ama evet' diyenin de zihin kodları aynı. Bu nedenle olan bitene şaşırmayın! " yorumunu yaptı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise "Türkiye'nin ​hukuk devleti olma vasfını ​yitirmesi, Yargıtay üyelerinin eliyle gerçekleşmektedir. İktidarı bu skandala karşı çıkmaya, sorumluluk almaya davet ediyorum" dedi.

Ne olmuştu?

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022'de Gezi Parkı davasında Osman Kavala'yı "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay dahil 7 sanığı ise “hükümetin ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı.

25 Nisan 2022’de tutuklanan Can Atalay, tutukluluğu sürerken 14 Mayıs’ta milletvekili seçildi.

Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.

Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.

Atalay’ın avukatları, Anayasa'nın milletvekillerine yasama dokunulmazlığı getiren 83. maddesine dayanarak seçim sürecinin ardından müvekkillerinin tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması gerektiğini vurguladı.

Anayasa’nın 83. maddesinde, "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz" ifadesi yer alıyor.

AYM, Can Atalay ile ilgili olarak 25 Ekim'de 5'e karşı 9 oyla hak ihlâli kararı verdi ve dosyayı, milletvekilinin tahliye edilmesi ve yargılamanın durması için yerel mahkemeye gönderdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Atalay için hüküm verildiği gerekçesiyle dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderilmesini kararlaştırdı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 Kasım'da hem karara uymadı hem de Türkiye'de ilk kez görülen bir karara imza atarak ihlâl yönünde oy kullanan AYM üyeleri hakkında ise suç duyurusunda bulundu.

“Yargı krizi” olarak adlandırılan olaya tepkiler sürerken, Can Atalay’ın avukatları bu kez AYM kararına uyulmaması nedeniyle bir kez daha Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

AYM Genel Kurulu 21 Aralık’ta Can Atalay hakkında daha önce verdiği hak ihlâli kararına uyulmaması nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu inceledi.

AYM, Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine bu kez 3'e karşı 11 oyla karar verdi. İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı.

AYM, Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan "bireysel başvuru hakkı”nın ihlâl edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi.

AYM ayrıca; hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine oy birliğiyle karar vermiş ve Can Atalay'a 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetmişti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise AYM'nin Can Atalay hakkındaki kararını uygulamayarak, dosyayı bir kez daha Yargıtay'a göndermişti.