“Göreve ilişkin bilgilerin açıklanması” suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılan Bülent Şık, gıda mühendisi, çevre ve insan hakları aktivistidir.

Çevre dostu gıda analiz teknikleri üzerine doktora yapan Şık, 1990-2009 yılları arasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarlarda çalıştı. 2009’da öğretim üyesi olarak Akdeniz Üniversitesi’ne geçti. Üniversite bünyesinde kurulan Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin teknik müdür yardımcılığı görevinde bulundu. Gıda güvenliği, gıdalardaki toksik kimyasal maddelerin kalıntı analizleri ve çevre dostu kimya uygulamaları ile ilgilendi.

Sağlık Bakanlığı’nın beş yıl (2011-2016) süren araştırma projesinde (Kocaeli, Antalya, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli illerinde Çevresel Faktörlerin ve Sağlık Üzerine Etkilerinin Değerlendirilmesi) görev aldı. Proje, Türkiye’nin batısında artan kanser vakaları ile toprak, hava, su kirliliği arasındaki olası bağı araştırıyordu. Bülent Şık’ın elde ettiği sonuçlar, gıda ve su örneklerinde tehlikeli seviyede kirlilik olduğunu ortaya koyuyordu. Çok sayıda örnekte pestisit, ağır metal ve polisiklik aromatik hidrokarbon tespit edildi. Bazı yerleşim bölgelerinde kurşun, alüminyum, krom ve arsenik zehirliliği nedeniyle suyun içilemez olduğu anlaşıldı.

Barış için Akademisyenler tarafından yayımlanan barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle, Kasım 2016’da 677 sayılı KHK ile Şık’ın üniversitedeki yardımcı doçentlik görevine son verildi.

Sağlık Bakanlığı, raporla tespit edilen kirlilikle ilgili herhangi bir girişimde bulunmayınca Nisan 2018’de, araştırma sonuçlarını Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımladı. Dört günlük yazı dizisinin başlığı “Türkiye’yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi” idi.

Haberin ardından Bülent Şık hakkında soruşturma başlatıldı. Sağlık Bakanlığı’nın şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma üç gerekçeye dayanıyordu: “Göreve ilişkin sırrın açıklanması (TCK 258); yasaklanan bilgileri temin (TCK 334) ve yasaklanan bilgileri açıklama (TCK 336)”.

İstanbul Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın karar duruşması, 26 Eylül 2019’da görüldü. Bülent Şık “yasaklanan bilgilerin temini” suçlamasından beraat etti. “Göreve ilişkin bilgilerin açıklanması” suçlamasından 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırıldı. “Sanığın pişmanlığa ilişkin bir beyanı bulunmadığı” gerekçesiyle cezada erteleme yapılmadı.

Karar, 29 Nisan 2021‘de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13’üncü Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Daire, açıklanan raporun gizli belge olmadığını belirterek Şık’ın beraatine karar verdi. Kararda, özü itibariyle bilimsel bir çalışmanın sonuçlarını tüm bilgi ve veriler toplandıktan sonra Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanma şartı bulunduğu hatırlatıldı.

Ancak, beraat kararına itiraz eden savcı, Üniversite ve Bakanlık arasında imzalanan protokole göre bakanlığın izni alınmaksızın araştırma sonuçlarının açıklanamayacağının belirlendiği ve bakanlığın izni olmadıkça araştırma sonuçlarının hukuki yollara başvurarak açıklanmasının sağlanmasının gerektiğini belirtti. Savcı Yargıtay’a sunduğu temyiz dilekçesinde insan hakları savunucusunun bu yola başvurmadan sadece bilgilerin bakanlıkça açıklanmamasını gerekçe göstererek bulguları açıklamasının suç oluşturduğunu öne sürdü.

Akdeniz Üniversitesi'ndeki görevinden "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza attığı için 22 Kasım 2016'da Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Bülent Şık, yedi buçuk sene sonra göreve iade edildi. Şık hakkındaki göreve iade kararını Ankara 27. İdare Mahkemesi verdi.