Almanya’da Hükümetin İnsan Hakları Temsilcisi Kofler, Büyükada davasından çıkan mahkumiyet kararlarını eleştirerek, hükümlerin Türkiye’deki insan hakları aktivistlerine verilmiş bir mesaj niteliğinde olduğunu söyledi.
Almanya'da federal hükümetin İnsan Hakları Temsilcisi Bärbel Kofler, Büyükada Davası’nda çok sayıda insan hakları aktivistinin hapis cezasına çarptırılması kararını eleştirdi.
"Bu cezalar Türkiye'de insan hakları ve hukuk devleti için mücadele edenlere verilmiş korkunç bir mesajdır" diyerek, Türk adaletine, aktivistler hakkında verilen hükümlerin temyiz sürecinde "hızlı ve adil bir biçimde" yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulundu.
Büyükada Davası’ndan çıkan karara bir tepki de Hristiyan Demokrat Parti’den (CDU) geldi. CDU İnsan Hakları Uzmanı Michael Brand, davanın sonucunu "utanç hükmü" olarak nitelendirdi. Türkiye'yi despotizmle suçlayan Brand, "Hakkında beraat kararı verilenlere karşı suçlamalar ne kadar uydurma ve asılsızsa, haksız yere hapse mahkum edilenlere yönelik suçlamalar da aynı şekilde uydurma ve asılsızdır" diye konuştu. Brand da, bu hükmün Türkiye'deki insan hakları savunucularına "siyasi bir tehdit mesajı" olmasından endişe ettiğini ifade etti.
Dört insan hakları savunucusuna hapis cezası
Temmuz 2017'de Büyükada'da "İnsan Hakları Savunucularının Korunması ve Dijital Güvenliği" başlıklı toplantıya katıldıkları gerekçesiyle haklarında "terör örgütüne üyelik" suçlamasıyla dava açılan 11 insan hakları savunucusunun karar duruşmasında dört sanık hapis cezalarına çarptırılırken yedi sanık hakkında beraat kararı verilmişti.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç "örgüt üyeliği" iddiasından 6 yıl 3 ay, hak savunucuları Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran ise "örgüte yardım" suçundan 1 yıl 13 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mahkeme, dava kapsamında yargılanan diğer sanıklar Nalan Erkem, İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Steudtner, Veli Acu, Nejat Taştan ve Şeyhmus Özbekli hakkında ise beraat kararı vermişti.