Görsel
KESKİN_YARKIN.jpg

BİANET

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin ve İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon Üyesi Gülistan Yarkın’ın İHD'nin 2021 yılında düzenlediği Ermeni Soykırımı anması nedeniyle yargılandığı dava İstanbul Adliyesi 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

“Ermeni Soykırımı resmi ideolojinin sonucu”

Davada savunma yapan Avukat Keskin, şöyle dedi:

"Suçlamayı kabul etmiyorum. İnsan Hakları Derneği Eş başkanıyım. Aynı zamanda Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyesiyim. 1915 yılında başlayan ermeni soykırımını 2015 yılında geç bir tarihte anmaya başladık.”

“Ermeni Soykırımı ittihat ve Terakki zihniyeti tarafından başlatıldı bu resmi ideoloji problemli bir ideolojidir. Bugün tekçi anlayış devam eden diğer inanç ve etnik kimlikleri yok sayan bu anlayış çok sorunludur. 2018 yılına kadar özgürce anmaları yaptık." 

"Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda “Ermeni halkının acılarına katılıyorım” söyleminde bulunmuştu. 2018 yılından itibaren anma yasaklandı ve bize davalar açıldı, bu suçlamaları kabul etmiyorum. Biz kimseye hakaret etmiyoruz, şiddet uygulamıyoruz sadece düşüncelerimiz yüzünden yargılanıyoruz. Beraatimi talep ediyorum.”

“Devlet ile aynı şekilde düşünmüyorum”

Aynı davada yargılanan Gülistan Yarkın da şöyle dedi:

“Suçlamaları kabul etmiyorum. 2021 yılındaki anmanın ardından Süleyman Soylu bizi hedef gösterdi ve tehdit edildik. 1915 yılında yaşananları soykırım olarak değerlendiriyorum, bu yüzden yargilanıyorum. Savcılığın suçlamalarını kabul etmiyorum."

"Soykırımın tanınması geçmişteki acıları anlamak anlamına gelir. Soykırımı inkara son verilmesini ve af dilenmesi gerektiğini düşünüyorum.  Devlet ile aynı şekilde düşünmüyorum. 1918’de yaşananları soykırım olarak kabul ediyorum. Savcılık, iddianamesinde amacımızın Türk milletini aşağılamak olduğunu iddia etmiş. Bu suçlamaya katılmıyorum.”

“Delil yok”

Yargılananların avukatı Özcan Kılıç da özetle şöyle dedi:

“YouTube’dan alınan görüntüyle, CİMER'e yapılan başvuru üstüne soruşturma açılmış. Bunların delil niteliği yok. İhbar eden kişi de yok. Savcı kendisiyle çelişmiş, AİHM’den alıntı yapmış ancak okuduğu kararı anlamamış. 1915 olayı, fail sanki bugünkü Türkiye Cumhuriyeti gibi anlayarak yazmış. Dosyanın esas yönünden bir ciddiyeti yok. Bu sebeple müvekkilerimin beraatini talep ediyorum.”

“Beraat istiyoruz”

Avukat Gülseren Yoleri de şöyle dedi:

“1915 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmadığı bir dönemdir. 1915 yılında yaşanan olayda Türkiye devletinin küçük düşürüldüğü iddiası gerçek dışıdır. İnsan hakları savunucularının hakikatlerin gizleneceğine dair tecrübeleri var o yüzden de hakikatlerin üzerinin örtülmeye çalışılmasıyla bu yargılamalar yapılıyor. Müvekkillerimin beraatini talep ediyorum.”

Savcı, eksik hususların giderilmesi mütalaa için kendilerine süre verilmesini istedi. 

Mahkeme talebi kabul etti, duruşmayı 26 Mart’a bıraktı.