Görsel
gezi_karar_protesto.jpg

EVRENSEL

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Gezi Davası'nda Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen 18'er yıl hapis cezalarını onaması kararına tepkiler devam ediyor.

Cezaların onanmasının ardından TMMOB İstanbul Mimarlar Odası önünde toplanan emek ve hak örgütleri ile siyasi partiler, Gezi tutsaklarına verilen cezaları kabul etmediklerini söyledi. Basın açıklaması sırasında sık sık “Gezi halktır, yargılanamaz”, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.

Basın açıklamasından önce konuşan DİSK İstanbul Bölge Sözcüsü Asalettin Aslanoğlu, “DİSK başta olmak üzere bütün demokrasi güçleri olarak derelerimizi, topraklarımızı, ovalarımızı, ormanlarımızı ve dostlarımızı sizlere bırakmayacağız. Asla yılmayacağız. Selam olsun içerde ve dışarda bu mücadeleyi devam ettiren dostlarımıza” dedi. İstanbul Tabip Odasını temsilen konuşan Ertuğrul Oruç, “Herkesi Gezi ruhumla selamlıyorum. Bu ucube davada yargılananın yalnızca Gezi tutsakları değil, milyonlarca emekçinin, ezilenin haklı meşru isyanı olduğunun altını çizmek çok önemli” diye konuştu. Oruç’un ardından söz alan Avukat Kemal Aytaç, “Ortada bir yargı, hukuk yoktur. Bu kararlar kamuoyu nezdinde, insanların aklında ve vicdanında kabul görmüyor. Aklınıza gelen tüm yazılı kurallara aykırı kararlar çıkıyor. Saray var, bir de onların uşakları var. Arkadaşlarımız orada olduğu sürece aslında biz de hapisteyiz. Bu devlet bir polis devletidir. Buna son vermek zorundayız, mücadeleden başka yolumuz yok” dedi.

“BU KARAR ÖÇ ALMAKTIR”

Basın açıklamasını TMMOB İl Koordinasyon Kurulu (İKK) sekreteri Seyfettin Avcı okudu. Dün bir adalet utancına daha tanıklık edildiğini ifade ederek basın açıklamasına başlayan Avcı, “Hukukun temel ilkeleri çiğnenerek yürütülen bir yargılama sürecinin ardından Gezi Davası sanıklarına verilen mahkumiyet kararları topluma verilen bir gözdağıdır. Bu karar sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir. 2013 Mayıs-Haziran aylarında, ülkesinin bugününe ve yarınlarına sahip çıkan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik taleplerini bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir” diye konuştu.

“KARAR HÜKÜMSÜZDÜR, GEZİ’DEN SUÇ ÇIKMAZ”

Gezi Direnişini ve o direnişin parçası olmuş kişileri karalamaya yönelik bu kararın ve bu kararı veren mahkemelerin toplum vicdanında meşru olmadığını vurgulayan Avcı, “Yaşadığımız bu tablo ülkemizin tek adam rejiminde geldiği içler acısı halin bir göstergesidir. Siyasi bir öç alma davasına dönüşen, her aşamasında hukukun ve adaletin katledildiği bu sürece dair, ortada hiçbir delil, suç unsuru ve gerekçe yokken arkadaşlarımız için ağır mahkumiyet kararı veren tüm yetkililerin, bu ülkenin tarihinde utançla anılacağını biliyoruz. Bu kararlar hükümsüzdür” diye konuştu.

TMMOB olarak, mesleki ve teknik bilgiyi halkın yararına kullanmaya devam edeceklerini söyleyen Avcı basın açıklamasını, “İlk günden bugüne, 522 gündür aralıksız bir biçimde sürdürdüğümüz Adalet Nöbetlerinden bir kez daha sesleniyoruz. Arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu ülkenin en görkemli halk hareketi olan Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Gezi’de hep birlikteydik. Milyonlardık, milyonlarız ve hala buradayız. İnsanca, özgür, adil, refah içinde, demokratik bir yaşam için hak arayışımız hep sürecek. Hukuksuz kararlar gerçeği değiştiremeyecek. Milyonların vicdanında Gezi meşrudur. Gezi’den suç çıkmaz. Gezi onurumuzdur” diyerek bitirdi.

TİP İSTANBUL: 1 EKİM'DE ANKARA'YA YÜRÜYORUZ

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul İl Örgütü de Can Atalay ve Gezi tutsaklarının cezalarının onanmasından ardından Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Can Atalay’ın ve Gezi tutsaklarının cezasının onanmasının kabul edilemeyeceği vurgulanarak 1 Ekim’de Hatay’dan Ankara’ya gerçekleşecek yürüyüşe çağrı yapıldı.

Basın açıklaması öncesinde konuşan Meryem Göktepe “Gezi davasında sekiz insanımızı suçlu çıkararak faturayı onlara kesmeye çalışıyorlar. Gezi bu ülkenin onurudur, gururudur. Yargılanması gerekenler Gezi’de sekiz canımızı alanlardır” dedi. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ise “1 Ekim’de Meclis açılacak. O Meclis bir vekil eksik açılacak. Hatay halkının iradesiyle seçilen Can Atalay hâlâ Silivri zindanlarında tutulacak. O meclisi bir eksikle açacak olanlar, depremde halkın çadırlarını çalan polis amirlerini tahliye edenler, on binlerce insanın ölümüne sebep olanlar Can Atalay’ı tutsak tuttuğu için biz buradayız” diye konuştu.

“EMEK VE ÖZGÜRLÜKLER İÇİN YÜRÜYECEĞİZ”

Açıklamayı TİP İstanbul İl Sözcüsü Melis Akyürek okudu. Gezi direnişinin milyonların onuru olduğunu ifade eden Akyürek, “Yargıtay kararının Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ı ilgilendiren kısmı, halk iradesini gasp etmeye dönük bir başka hukuk katliamıdır. Can Atalay, on binlerce Hataylının oylarıyla seçilmiş, ömrünü toplumsal davalara adamış bir hukuk ve mücadele insanıdır. Anayasa Mahkemesi’nin Atalay hakkındaki başvuruya ilişkin görüşme takvimini açıkladığı gün Yargıtay tarafından verilen karar halk iradesine AYM’ye ve Hataylılara karşı açık bir tehdit, boyun eğdirme girişimidir. Yaptığınızı görüyoruz ama geri adım atmayacağımızı ilan ediyoruz” dedi.

1 Ekim’de Özgürlük Yürüyüşümüzü başlatacaklarının altını çizen Akyürek, basın açıklamasını “Hatay’dan Ankara’ya kadar, özgürlüklerimiz için, halkın demokratik iradesini ortaya koymak için, onurumuz olan Gezi için yürüyeceğiz. Deprem suçları ve suçlularını ifşa etmek için, emekçilerin hakları için, kadınlar için, doğanın talanına dur demek için, gençler için, barış için, sanatçılar için, gazeteciler için, Cumhuriyet’in ikinci yüz yılına emeğin ve özgürlüklerin damga vurması için yürüyeceğiz. Halk kazanacak, Gezi kazanacak” diyerek bitirdi.