İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nde 2012-2018 yılları arasında Şube Başkanlığı görevini yürüten Raci Bilici, “terör örgütü üyeliği” ve “terör örgütü propagandası yapmak” iddialarıyla açılmış çeşitli davalarda yargılanıyor. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davadaki suçlamalar İHD şube başkanı olarak yürüttüğü çalışmalarla ve özellikle de “barış süreci” diye adlandırılan dönemle ilgili. Bu davada 2017 yılında 7 gün boyunca gözaltına alınan Bilici, yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı.

Cumartesi Anneleri eylemine katılması nedeniyle hakkında açılan başka bir soruşturma ise takipsizlikle sonuçlandı.  

Raci Bilici, karşılaştığı baskılar nedeniyle öğretmenlik mesleğinden 2017 yılında istifa etmek zorunda kaldı.

Uzun yıllardır insan hakları savunucusu olarak İHD'de çalışan Bilici, 2016-2018 yılları arasında derneğin Genel Başkan Yardımcılığı görevini de yürüttü. Bilici, Diyarbakır’da insan hakları ihlallerinin raporlanması ve belgelenmesi konusunda çalışmalarıyla tanınmakta.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın 21 Kasım 2019 tarihindeki duruşmasında mütalaasını sunan savcı, Bilici’nin "örgüt üyeliği"nden 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını istedi. Avukatlar esas hakkındaki savunmalarını yapmak üzere süre talebinde bulundu. Mahkeme, avukatların mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre talebini kabul ederek duruşmayı erteledi. 

Davanın karar duruşması 12 Mart 2020'de görüldü.  Duruşmada Bilici ve avukatları hazır bulunurken, çok sayıda avukat ve insan hakları savunucusu da duruşmayı izledi.

İddia makamı, önceki duruşma sunduğu ceza istemli mütalaasını tekrarlayarak, Bilici’nin üzerine atılı "örgüte üye olmak" suçundan 7 buçuk yıl ile 15 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılmasını istedi.

Duruşmada savcının mütalaasına karşı savunma yapan Bilici, “Uzun yıllardır insan hakları savunucusu olarak aktif çalışıyorum. İHD yöneticiliği ve İHD Diyarbakır Şube başkanlığı yaptım. Hak savunucuları olarak yaşanan hak ihlallerini tespit eder ve raporlar halinde yayınlarız. Hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için gerekli yetkililer ve siyasi iktidarla görüşürüz. İnsan hakları savunucusu ve sivil toplum örgütü temsilcisi olarak GÖÇ-DER’in daveti üzerine ‘Göç Konferansı’na katıldım. Moderatorlük yaptım. Dosyada yer alan konuşmalar 2011 yılına ait, bunları net olarak hatırlamam mümkün değil. Konuşmalar dosyada da kesik kesik yer alıyor ve bir anlam bütünlüğü yok. Çatışmaların başlamaması için siyasi iktidarla defalarca görüştük. Canlı kalkan gibi eylemleri bizim önermemiz ve yapmamız mümkün değil. Beraatımı istiyorum” dedi.

Bilici’nin avukatlarının yaptığı savunmanın ardından mahkemeye heyeti, Bilici’ye 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. 

İstinaf Mahkemesi'nin bozma kararının ardından dava Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Eylül 2021'de yeniden görülmeye başlandı. Cumhuriyet Savcısı, duruşmada Bilici'nin "Kürdistan'ın bir nevi kurucu meclisi olarak kabul edilen DTK içerisinde üye olarak aktif şekilde bulunduğunu, örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğunu, örgütün gayesi doğrultusunda bilerek isteyerek süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden eylemlerde bulunduğunu, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğini" savundu. Mahkeme Bilici'ye "terör örgütü üyesi olmak" suçundan yeniden 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

Bilici’nin avukatları, mahkemenin kararına karşı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2'nci Ceza Dairesi'ne ikinci kez itirazda bulundu. Başvuru, 12 Ocak 2022 tarihinde duruşmalı olarak değerlendirildi. 

Mahkeme, oy birliğiyle alınan kararda üzerine atılı “örgüte üyeliği” suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, somut, net ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle Bilici’nin beraatına karar verdi.